DİĞER
“Yörükoğlu’nun öykü kişileri daha çok kendi hikâyelerini anlatıyorlar, dertlenerek, şikâyet ederek, itiraf ederek... Beri yandan birkaç istisna dışında öykülerin kime anlatıldığı meçhul, ama karşımızda gibiler ya da karşılarında gibiyiz. Meçhul birine, anonim, adsız birilerine, ama belki de biraz benzer dertlerden mustarip birilerine kendilerini anlattıkları hissi bırakıyor öyküler.”
"Soner Caner’in Gönül’ü ne kadar şenlikli ve masalsıysa, Halil Aygün’ün belgeseli de o kadar dramatik ve gerçekçi. Belki bu ikisinin birleşimi, Domların hayatına hakkını veriyordur: Ne pür-i pak bir şenlik, ne çıkışsız bir dram."
" İlk Osmanlı matbaasını İbrahim Müteferrika’nın 1727–1728 civarında kurduğu bir galat-ı meşhurdur, zira bu sadece ilk Osmanlı-Müslüman-Türk matbaasıdır. Osmanlı gayri Müslim matbaaları ise 1490’lı yıllardan itibaren çeşitli şehirlerde kurulmuştu, hem de padişah fermaniyle."
"Artık hatırlamıyoruz. Erişilebilir pratikler hayreti öldürüyor. Şiirler, kıssalar, kitaplar bir doymuşlukla özümsenmek yerine sadece kullanılmak için varlar. Dijitalleşmenin getirdiği enformasyon aşırı yüklenmesi, insanlık durumunu yeni bir hâle büründürdü."
"Kaçışın derin ya da yüzeysel olması sadece seçenekleri değiştiriyor gibi geliyor bana. Mesela babam ahıra gidiyor canı sıkılınca, annem fasulye ayıklıyor gibi şeyler. Birileri de fotoğraflardan kendine hikâye uyduruyor; bence fark yok. Hepsi bir şekilde kaçış."
Bir kadın ve bir şair olarak Duygu Kankaytsın’a “kendine ait bir oda” dar gelir; ondan çok daha fazlasını, kadının çok daha özgür olduğu, çok daha rahat nefes alabildiği geniş bir dünya ister o...
Kültür savaşları ya da daha çok kullanılan tabirle kültürel iktidar, İslamcılarla sekülerler arasındaki tartışmaların başat konularından biri...
Gözde Kazaz ve İlksen Mavituna’nın hazırladığı Bu Ülkeden Gitmek adlı kitap, sayılarla ifade edilen göç olgusuna kişisel yaşanmışlıklar üzerinden baktıkları spesifik bir çalışma
İbrahim Sirkeci: Ana akım göç yazını meseleye genel olarak neoliberal bir çerçeveden bakıyor. Fırsatı yakalayan, değerlendiren ödüle kavuşuyor. Ödül, dünyanın zengin ülkelerinden birinde yaşam, Almanya’nın çayırları, İngiltere’nin dereleri...
Bir işi yarım bırakmak, çoğu zaman insanı pişmanlık yakınmalarının kışkırtmasıyla yeniden başlamaya itiyor…
Halil Karaveli'nin yeni kitabı Türkiye Neden Otoriter: Atatürk'ten Erdoğan'a, bu köklü soruya gölgede kalmış bir yaklaşımla, sınıf analiziyle yanıt arıyor...
Onlarca yetenekli genç yazar ve şaire; özenle -hoşgörüyle kapı açmış, gönül yordamıyla yol göstermişti: Helal olsun kardeşim!
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.